Kimliğini, kültürünü , adet , gelenek ve görenekleri yok sayıp sözde küreselleşen bir ülke hayali ancak para ve güç ile kavrulan yönetimlerin ve onların dalkavuğu olan yandaşlarının , ülkelerini yok sayarak yapılan projelerin bir terim altına saklamaya çalışmalarıdır.
Küreselleşme , eğer bir ülkenin içindeki her vatandaşının her hanesinin huzurunu , refahını , umudunu , maddi ve manevi gelirlerini arttırıyorsa bu işe yarar bir bakış açısını oluşturur. Ama bu kriterlerin tam tersi yoksullaşan , fakirleşen bir millet söz konusuysa bu küreselleşmenin işleyişinde , uygulanmasında veya bu işte istismar söz konusudur.
Belli başlı iktisadi oranların veya grafiklerinin yükselişte olması o ülkenin tam anlamıyla yükselişte olduğu anlamına gelmez. Örnek olarak bir ülkedeki ihracat oranlarının artması veya geçmişteki tüm yıllara bakarak rekor ihracat yapsa bile içeride zenginlik getirmez. Enflasyon veya hiper enflasyonu besler. O ülkenin parası pula dönüşür. Dışarıdan gelenler için ucuzluk cenneti , içerde yaşayan gerçek vatandaşları için hayatta kalma meselesine döner.
Küreselleşme , terim olarak ya da uygulanan projeler kapsamında kullanılsa da her zaman istismar edilebilen nereye çeksen oraya gelecek ağızlarda sakız olan bir rüyadır. Rüyadır diyorum çünkü sadece para baronları veya küresel baronları kullanır.